Zorunlu karşılık oranı, bir bankanın, sahip olduğu mevduatlara veya diğer belirli yükümlülüklere karşılık olarak merkez bankasına yatırmak zorunda olduğu belirli bir yüzde oranıdır. Bu oran, genellikle bir ülkenin merkez bankası tarafından belirlenir ve bankacılık sektöründeki likiditeyi yönetmek, kredi genişlemesini kontrol etmek ve ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla kullanılır.
Zorunlu karşılık oranının ana bileşenleri şunlardır:
Mevduatlar: Bankaların müşterilerinden topladığı mevduatlar, bankaların zorunlu karşılık oranına tabi tutulur. Bu mevduatlar, vadesiz, vadeli veya tasarruf mevduatları gibi çeşitli hesaplardan oluşabilir.
Merkez Bankası: Bankalar, zorunlu karşılıklarını genellikle ülkenin merkez bankasına yatırmak zorundadır. Bu karşılıklar, genellikle likidite yönetimi ve para politikası amaçları için kullanılır.
Zorunlu karşılık oranı, bir ülkenin para politikasının önemli bir aracıdır ve merkez bankası, bu oranı ayarlayarak ekonomik koşullara yanıt verebilir. Örneğin, ekonomideki kredi genişlemesini kontrol etmek veya enflasyonu dizginlemek için zorunlu karşılık oranı artırılabilir. Tersine, ekonomik büyümeyi teşvik etmek veya likiditeyi artırmak için zorunlu karşılık oranı düşürülebilir.
Zorunlu karşılık oranı, bankaların kredi verme kapasitesini etkileyebilir. Daha yüksek bir zorunlu karşılık oranı, bankaların daha fazla likiditeyi rezerv olarak tutması gerektiği anlamına gelir, bu da daha az kredi verme eğiliminde olmalarına neden olabilir. Tersine, daha düşük bir zorunlu karşılık oranı, bankaların daha fazla kredi verme eğiliminde olmalarını teşvik edebilir.
Sonuç olarak, zorunlu karşılık oranı, bir bankanın sahip olduğu mevduatlara veya diğer belirli yükümlülüklere karşılık olarak merkez bankasına yatırmak zorunda olduğu belirli bir yüzde oranıdır. Merkez bankası tarafından belirlenir ve ekonomik koşullara yanıt olarak ayarlanabilir. Zorunlu karşılık oranı, bankaların likiditeyi yönetmelerine ve ekonomik istikrarı sağlamalarına yardımcı olur.